Ortalık Deliden Geçilmiyor Yaşasın!02 Haziran 2008 Pazartesi
Ve nihayet Konya’dayım. Nehirler denizlere karışınca dinlenir. Söz geçiremediğim bir sözcüksün sen. Benden ala nehir mi olur? Sakın “Konya’da denizin ne işi var” demeyin. Mevlana var ya; artık dinlenebilirim kendi denizime karışmışken.
Ve artık dönebilirim kendi ayak izlerimi tarayarak. Mevlana’nın müridi çok, benimse gölgemden başka müridim yok. Dağılıyor aklımın ovalarına kuşlar, kanat çırpıyor.
Selçuk… Eniğinden cücüğüne başım dönüyor. Biri içerden, öteki dışarıdan gelip dönüyorlar, dönüyor ve gidiyorlar. Bense her zaman söylediğimle donakalıyorum artları sıra. Nasıl mı? İşte böyle… Yaşasın! Nihayet Konya’dayım. Nihayet Mevlana’dayım.
Gitme Döngüsü
Gitme, harcanmaz acılar gitmekle
-ki ben daha yeni çıktım gün ışığına
Bilmiyorsun bataklığa deviniyor vardığın kentler gitme…
Gittikçe gömülüyorsun.
Gitme!
Dudağımdaki uçukta yaşandı bütün korkular.
-ki daha yeni buldum gülüşümü oysa…
Gitme çırılçıplak bu şiirden.
Gitme.
Eksik vermişim çocukluğumun ölü kuşlarını,
Hem eskimez suçlar hatırlandıkça..bilmiyorsun
Bütün kehanetlerim doğruladı kendini.
Gitme.
Gittikçe bana benziyorsun. Dostum Mustafa...
__________________________________________
YEDİALTI:Hadi bul şimdi bulabilirsen. Hani salını salını terketmiştik ya kendimizi. Ara ki bulasın şimdi.torosların tepesindenmi bakarsın. Karadeniz'in eteğindenmi. Nerden bakarsan bak bulunacağım yok bizim belli .Raydan çıkmışız bir kere topyekün. İflah olmamız mümkün değil gayri. Birazcık emin olabilsem , hani birazcık tutacağını bilsem. Elimdeki son çiviyide çakardım şu düzenin göbeğine . Ama nerdeee. Yaza yaza usandım ben. Birde demezlermi neyin eksik diye. Ulan neyimiz tam ki. Gerçi bir zil takıp oynamadığımız kaldı. Şu ağlanacak halimize. Enkazın altına baka baka , soğuktan can vereni göre göre Ellerin cebimize girdiğini bile bile Hadi zil takıp oynayalım Nasılsa suçlusu ellerimiz değil, değil mi?
MURAT KEKİLLİ
Ve nihayet Konya’dayım. Nehirler denizlere karışınca dinlenir. Söz geçiremediğim bir sözcüksün sen. Benden ala nehir mi olur? Sakın “Konya’da denizin ne işi var” demeyin. Mevlana var ya; artık dinlenebilirim kendi denizime karışmışken.
Ve artık dönebilirim kendi ayak izlerimi tarayarak. Mevlana’nın müridi çok, benimse gölgemden başka müridim yok. Dağılıyor aklımın ovalarına kuşlar, kanat çırpıyor.
Selçuk… Eniğinden cücüğüne başım dönüyor. Biri içerden, öteki dışarıdan gelip dönüyorlar, dönüyor ve gidiyorlar. Bense her zaman söylediğimle donakalıyorum artları sıra. Nasıl mı? İşte böyle… Yaşasın! Nihayet Konya’dayım. Nihayet Mevlana’dayım.
Gitme Döngüsü
Gitme, harcanmaz acılar gitmekle
-ki ben daha yeni çıktım gün ışığına
Bilmiyorsun bataklığa deviniyor vardığın kentler gitme…
Gittikçe gömülüyorsun.
Gitme!
Dudağımdaki uçukta yaşandı bütün korkular.
-ki daha yeni buldum gülüşümü oysa…
Gitme çırılçıplak bu şiirden.
Gitme.
Eksik vermişim çocukluğumun ölü kuşlarını,
Hem eskimez suçlar hatırlandıkça..bilmiyorsun
Bütün kehanetlerim doğruladı kendini.
Gitme.
Gittikçe bana benziyorsun. Dostum Mustafa...
__________________________________________
YEDİALTI:Hadi bul şimdi bulabilirsen. Hani salını salını terketmiştik ya kendimizi. Ara ki bulasın şimdi.torosların tepesindenmi bakarsın. Karadeniz'in eteğindenmi. Nerden bakarsan bak bulunacağım yok bizim belli .Raydan çıkmışız bir kere topyekün. İflah olmamız mümkün değil gayri. Birazcık emin olabilsem , hani birazcık tutacağını bilsem. Elimdeki son çiviyide çakardım şu düzenin göbeğine . Ama nerdeee. Yaza yaza usandım ben. Birde demezlermi neyin eksik diye. Ulan neyimiz tam ki. Gerçi bir zil takıp oynamadığımız kaldı. Şu ağlanacak halimize. Enkazın altına baka baka , soğuktan can vereni göre göre Ellerin cebimize girdiğini bile bile Hadi zil takıp oynayalım Nasılsa suçlusu ellerimiz değil, değil mi?
MURAT KEKİLLİ